UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ (TCK MD. 188)

Bu yazıda TCK da yer alan uyuşturucu kullanma ve uyuşturucu ticareti suçu incelenecektir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 189- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
Madde 190- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya malzeme sağlayan,
b) Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi veren,
Kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak
Madde 191- (Değişik: 18/6/2014 – 6545/68 md.)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun
davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.
(3) (Değişik:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Etkin pişmanlık
Madde 192- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/16 md.) Bu durumda kamu  görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.

TCK nın ilgili hükümleri gereği ceza mevzuatı kapsamında uyuşturucu kullanmak ve uyuşturucu ticareti suç olarak düzenlenmiştir. TCK madde 188 uyuşturucu madde ticareti TCK madde 191 ise uyuşturucu kullanımını cezalandırmaktadır. TCK madde 191/1 de yer alan suçun oluşabilmesi için kullanmak özel kastı olmalı ya da uyuşturucu madde kullanma eylemi olmalıdır. Ancak söz konusu cezanın verilebilmesi için kullanma kastı ispat edilebilmelidir. Burada özel kast mevcuttur. TCK madde 188/3 de görüleceği üzere Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden,
bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kanun metninden anlaşılacağı üzere uyuşturucu maddeyi başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, fail de TCK madde 188/3 de yer alan uyuşturucu ticareti suçundan sorumlu olacaktır.

  • Olay tarihinde kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir kişinin kolluk görevlilerine sanığın bulunduğu ikameti göstererek ve sanığın ismini vererek uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde ihbarda bulunması üzerine sanığın bulunduğu ikamette yapmış oldukları arama neticesinde 6 parça halinde uyuşturucu madde ve hassas terazi ele geçirdikleri, alınan uzmanlık raporunda sanıktan ele geçirilen ve ağırlıkları sırasıyla 5.6 gram, 5.7 gram, 0.5 gram ve 2.1 gram olan maddelerin 6-MAM ve eroin ihtiva ettiği, ağırlıkları sırasıyla 0.1 gram, 0.05 gram olan maddelerin metamfetamin ihtiva ettiği, hassas terazide eroin ve 6-MAM kalıntısı bulunduğunun belirtildiği, sanıktan ele geçirilen uyuşturucu maddelerin iki farklı tür ve 6 paket halinde bulunması, sanıkla ilgili isim ve adres belirtilerek ihbarda bulunulmuş olması, sanıktan hassas terazi ele geçirilmiş olması birlikte dikkate alındığında sanığın eyleminin satmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu kapsamında kaldığı anlaşılmış olmakla, eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2024/2471 Karar Numarası: 2024/6689 Karar Tarihi: 17.09.2024
  • İlk Derece Mahkemesinin Kabulü: Sanığın arkadaşının üzerinde esrar maddesi çıkması üzerine sanığın kaldığı evde arama yapılmış ve idrarından örnekler alınmış, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde analiz sonucuna göre raporunun pozitif olduğu belirlendiği ve sanık hakkında kamu davası açılması kararının kaldırıldığı ve hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan dava açıldığı, sanığın denetim süresi içerisinde uyuşturucu kullandığını samimi bir şekilde ikrar ettiği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır. IV. GEREKÇE 1. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandıktan sonra Kayseri Kamu Hastahaneleri Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen sanığın uyuşturucu madde kullandığına devam ettiğinden tedavisinin olumsuz sonuçlandığı gerekçesi ile dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla; bahsi geçen hastane yazısının ekindeki tahlil sonucu denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurularak sanığın hukuki durumunun tayini yerine, eksik araştırma ile hüküm kurulması, 2. Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanunu’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun’la ile değişik 5237 sayılı Kanunu’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanunu’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanunu’un 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,  Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/230 Esas, 2016/681 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, diğer yönleri incelenmeksizin Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2024/13342 Karar Numarası: 2024/4267 Karar Tarihi: 16.05.2024
  •  İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 29.6.2005 tarihli raporunda; ‘tağşiş edilmiş afyon’ olduğu bildirilen suç konusu maddenin morfin içerdiğinin belirtilmesine karşın; 3298 Sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrasında “… ham afyon, hazırlanmış afyon, tıbbi afyon ve müstahzarları Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında uyuşturucu maddelerden sayılır.” denilerek, afyonun başlı başına uyuşturucu madde olarak kabul edildiği, içerdiği morfinin dikkate alınmayacağı; öte yandan, 5237 Sayılı TCK’nın 188. maddesi 4. fıkrasında sayılan uyuşturucu ve uyarıcı maddeler arasında tağşiş edilmiş afyonun yer almadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin uygulanması sonucu fazla cezaya hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2010/35726 Karar Numarası: 2015/29302 Karar Tarihi: 17.03.2015
  • Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu yoksa kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamından; 03.06.2015 tarihli olay, yakalama, rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağına göre; Kahramanmaraş Narkotik Büro Amirliği görevlilerinin 03.06.2015 tarihinde saat 12.55 sıralarında …. Ayşe Mahallesi, Ali Paşa Caddesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik olarak gerçekleştirdikleri devriye görevi esnasında, cadde üzerinde beklerken gördükleri ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan tanık …’nın durumundan şüphelenerek adı geçenin yanına gidip polis kimlik kartlarını gösterdikleri, üzerinde suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulan tanık….’in cüzdandan çıkardığı beyaz kâğıda sarılı hâldeki uyuşturucu maddeyi görevlilere teslim ettiği, 12.06.2015 tarihli olay tutanağına göre; 03.06.2015 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanan tanık….’in suç konusu uyuşturucu maddeyi iki gün önce kullanmak amacıyla, 25 yaşlarında, beyaz tenli, kirli sakallı, kısa saçlı ve uzun boylu olan, …. Ayşe Mahallesinde oturan ve Hakan adında bir kardeşi bulunan … isimli şahıstan 15 TL karşılığında satın aldığını söylemesi üzerine, görevlilerce yapılan araştırma neticesinde söz konusu şahsın T.C kimlik numaralı, Veysal ve Müjgan oğlu sanık … olabileceği değerlendirilip adı geçenin bir adet fotoğrafının temin edildiği, görevlilerce 03.06.2015 tarihinde sanık …’a ait fotoğraf farklı kişilere ait fotoğraflar arasına konularak gösterildiğinde, tanığın uyuşturucu maddeyi satın aldığı kişi olarak sanık …’ı teşhis ettiği, 12.06.2015 tarihinde sanık …’ı yakalamaya yönelik yapılan çalışmalar kapsamında, sanığın Kahramanmaraş Adliyesi Denetimli Serbestlik Bürosunda saat 08.00 ilâ 12.00 arasında kamu yararına çalıştırıldığının görevlilerce öğrenildiği, aynı gün Kahramanmaraş Adliyesine gidilerek saat 12.10 sıralarında sanık …’ın yakalandığı, sanığın yapılan üst aramasında herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, konu hakkında Cumhuriyet savcılığına bilgi verildiğinde sanığın ikametgâhında arama yapılması talimatının alındığı, ardından Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği adli arama kararına istinaden sanığın ikametgâhında 12.06.2015 tarihinde yapılan aramada; ikametin girişine göre avlunun sol tarafında bulunan tuvaletin içinde çinkoya sıkıştırılmış hâlde alüminyum folyoya sarılı bir fişek eroinin ele geçirildiği, Kolluk tarafından düzenlenen 03.06.2015 tarihli fotoğraflı teşhis tutanağına göre; tanık …’nın görevlendirilen müdafisi eşliğinde yaptığı teşhiste, kendisine gösterilen farklı kişilere ait fotoğraflar arasından sanık …’ya ait iki numaralı fotoğrafı gösterip ele geçirilen suç konusu eroini adı geçenden aldığını belirttiği, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 16.06.2015 ve 07.07.2015 tarihli uzmanlık raporlarına göre; tanık …’dan ele geçirilen net 0,15 gram ağırlığındaki maddenin 0,03 gram, sanık …’un ikametgâhında ele geçirilen net 0,2 gram ağırlığındaki maddenin 0,07 gram eroin olduğu, Anlaşılmıştır. Tanık … kollukta; üzerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla sanık …’tan olay tarihinden iki gün önce 15 TL karşılığında satın aldığını, sanık …’ın 25 yaşlarında, beyaz tenli, kirli sakallı, kısa saçlı ve uzun boylu olduğunu, Hakan adında bir kardeşinin bulunduğunu ve …. Ayşe Mahallesinde ikamet ettiğini, mahkemede ise; suç konusu uyuşturucu maddeyi Sakarya Mahallesinde tanımadığı kişilerden satın aldığını, olay günü kendisini durduran polislerin, cüzdanında ele geçirilen eroini sanıktan aldığını söylemesini istediklerini, sanıktan uyuşturucu madde satın almadığını, emniyette alınan ifadesinde ve yaptırılan teşhiste sanığı ve kendisine gösterilen fotoğraflardaki kişileri tanımadığını söylediğini, düzenlenen tutanakların kendisine imzalattırıldığını ancak okutturulmadığını ifade etmiştir. Sanık … kollukta ve sorguda; tanık….’i tanımadığını, tanığın üzerinde ele geçirilen uyuşturucu madde ile bir ilgisinin bulunmadığını, adı geçenin beyanlarını kabul etmediğini, kimseye uyuşturucu madde satmadığını, ikametgâhında ele geçirilen eroini kullanmak amacıyla 11.06.2015 tarihinde tanımadığı bir kişiden (2) paket hâlinde ve 40 TL karşılığında satın aldığını, bir paketini kullandığını diğer paketi ise daha sonra kullanmak amacıyla evine bıraktığını, ikametinde arama yapılmadan önce polislere kullanmak amacıyla evinde uyuşturucu madde bulundurduğunu söyleyip eroinin yerini gösterdiğini, mahkemede ise; tanık….’i tanımadığını, tanık….’in yakalanmasından dokuz gün sonra evinde arama yapıldığını, adı geçenin yakalandığı tarih ve saat itibarıyla denetimli serbestlik tedbiri nedeniyle Kahramanmaraş Adliyesinde bulunduğunu, bu nedenle söz konusu tarih ve saatte evinde olmasının mümkün olmadığını, satın aldığı uyuşturucu maddeleri tuvalette kullandığı için suç konusu eroinin de burada ele geçirildiğini, suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur. 5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrası suç ve hüküm tarihi itibarıyla; “(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır… (4) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindedir. Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir. Dördüncü fıkraya göre ise, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması üçüncü fıkrada tanımlanan suçun konu bakımından nitelikli unsurunu oluşturmakta ve bu fıkraya göre verilecek cezanın artırılmasını gerektirmektedir. Aynı Kanun’un “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” başlıklı 191. maddesinin 1. fıkrası ise; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullanmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 tarihli ve 107-136 ile 06.03.2012 tarihli ve 387-75 sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır. Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir. İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir. Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir. Öte yandan Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Narkotik Büro Amirliği görevlilerince uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik olarak 03.06.2015 tarihinde saat 12.55 sıralarında …. Ayşe Mahallesi, Ali Paşa Caddesinde gerçekleştirilen devriye görevi esnasında, şüpheli davranışları nedeniyle durdurulup cüzdanında net 0,03 gram eroin ele geçirilen tanık….’in, kollukta alınan ifadesinde suç konusu maddeyi sanıktan aldığını söylediği, adı geçenin gösterilen farklı kişilere ait fotoğraflar arasından sanığı teşhis ettiği, kimlik ve adres bilgileri tespit edilen sanığın tam dokuz gün sonra denetimli serbestlik tedbiri kapsamında adliyede çalıştığı sırada görevlilerce 12.06.2015 tarihinde yakalandığı, aynı tarihte sanığın ikametgâhında yapılan aramada bir parça hâlinde net 0,07 gram eroinin ele geçirildiği olayda; Tanık….’in kollukta, cüzdanında ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanıktan aldığını ifade etmesine karşın mahkemede, suç konusu eroini tanımadığı kişilerden satın aldığını söyleyip soruşturma evresindeki beyanından dönmesi, tanık….’de suç konusu eroinin ele geçirilmesi sonrasında aynı gün açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilen sanığın yakalanarak üzerinde veya evinde herhangi bir arama işlemi yapılmayıp tam dokuz gün sonra evinde görevlilerce yapılan aramada, kolayca erişilebilir yerde ve bir parça hâlinde suç konusu eroinin ele geçirilmesi, net 0,07 gram eroinin miktar itibarıyla kullanma sınırları içinde kalması, sanığın üzerinde ve ikametgâhında yapılan aramada başkaca bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ile uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediğini gösterir herhangi bir bulgunun elde edilmemiş olması, sanığın aşamalarda, tanık….’i tanımadığını, adı geçene uyuşturucu madde satmadığını ve evinde ele geçirilen eroini kullanmak için bulundurduğunu söyleyip atılı suçlamayı kabul etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, tanık….’de ele geçirilen eroini sattığına ilişkin adı geçenin sonradan döndüğü ve suç atma niteliğinde kalabilecek olan soruşturma evresindeki soyut beyan ve teşhisi dışında delil bulunmadığı, ayrıca evinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeyi satacağına, başkasına vereceğine veya kullanma dışında başka bir amaçla bulundurduğuna ilişkin sanığın savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil de bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinin hatalı değerlendirilmesi suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas Numarası: 2017/378 Karar Numarası: 2018/618 Karar Tarihi: 06.12.2018

Uyuşturucu suçlarında failin eylemi net olarak tespit edilmelidir. Failin eylemi uyuşturucu kullanmaya mı yönelik yoksa ticarete mi yönelik olduğu net bir şekilde belirlenmelidir. Şüphe durumunda sanığın eylemi uyuşturucu ticareti değil kullanma kapsamında değerlendirilmelidir. Sanığın ya da şüphelinin üzerinden uyuşturucu madde çıkması otomatik olarak uyuşturucu kullanma ya da uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturmamaktadır. TCK madde 191 de Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. TCK madde 188/3 de ise Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. TCK madde 191 uygulama alanı bulması için satın alınan ya da bulundurulan kabul edilen uyuşturucunun kullanma amacı ile alınmış olması gerekir. Ancak TCK madde 188/3 de yer alan suçun oluşabilmesi için Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi nin söz konusu seçimlik hareketlerden birinin yapılmış olması gerekmektedir. Şüphelinin üzerinden uyuşturucu madde çıkması durumunda üst araması neticesinde ya da sanığın rızaen teslim etmiş olduğu uyuşturucu maddenin kullanma amacıyla mı olduğu ya da TCK madde 188/3 de yer alan kabul etme sonucu mu üzerinde bulunduğu ya da TCK madde 191/1 de yer alan satın alma sonucu mu üzerinde bulunduğu ispatlanmalıdır.

  • Olay tarihinde, yolcu otobüsünde önleme araması kapsamında yapılan aramada toplam net miktarı 257,25 gramdan ibaret esrar ele geçirildiği, sanığın beyanında ele geçen uyuşturucuyu içmek için bulundurduğunu savunduğu. Adana Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesinin idrar analizine dair raporunun da savunmasını doğruladığı, sanığın ele geçen esrarı kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, eyleminin <kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma> suçunu oluşturduğu, bu suçtan dolayı Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/1247 esasında kayıtlı davanın açıldığı anlaşıldığından, söz konusu dava dosyasının akibeti araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi. Sonuç: Yasaya aykırı, YARGITAY 10.CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2012/7188 Karar Numarası: 2013/7562 Karar Tarihi: 13.09.2013
  • Diğer sanık …’den ele geçirilen suça konu uyuşturucu maddeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde sanık …’ın parmak izi tespit edildikten sonra …’nin aşamalardaki savunmalarında uyuşturucu maddeleri küçük paketlere ayırmada …’ın yardım ettiğini beyan etmesi üzerine sanık …’ın ifadesine başvurulduğu, soruşturma aşamasında “fişek halindeki 12-13 adet uyuşturucu maddeyi bana bir kutu içine koymamı söyledi. Bende bunları toplayarak kutunun içine koydum” şeklinde, kovuşturma aşamasında “kendisi çok fazla uyuşturucu kullanırdı, bunu azaltmak için kendisinin aracında fişek halinde 12-13 tane uyuşturucu madde vardı, bunları küçülttük ve aracın içerisinde bir kutu içerisine koymamı söylemişti. Uyuşturucular bana değil Muhammet’e aittir, kendisinin de uyuşturucu madde ticareti yapmadığını biliyorum,” şeklindeki savunması karşısında; Sanık …’ın kullanım amacı dışında diğer sanık … ile birlikte suça konu uyuşturucu maddeleri fişek haline getirerek bulundurmak suretiyle üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit olduğundan, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan “mahkûmiyeti” yerine “beraatine” karar verilmesi, Kanuna aykırı, YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2021/8401 Karar Numarası: 2025/5414 Karar Tarihi: 12.05.2025
  • Sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde tespitlerin bulunması üzerine sanık hakkında iletişimin tespiti kararı verildiği ve teknik takip yapıldığı, bu kapsamda sanığın ikametinin önüne hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen tanıkların bulunduğu … plaka sayılı aracın gelip beklemeye başladığı, araç sağ ön yolcu koltuğunda oturan şahsın araçtan inip telefon görüşmesi yaptığı, daha sonrasında köyün içinden sağ ön yolcu koltuğunda sanığın bulunduğu aracın geldiği ve alıcı şahısların bulunduğu … plaka sayılı aracın yanına durup bir süre sonra sanığın ikametinin bulunduğu sokaktan ilerleyerek tekrar .. plakalı aracın yanına gelip durduğu, sanık bu araç içerisinde ön koltukta oturan şahısla birbirlerine bir şeyler alıp verdikleri, her iki aracın da ters istikametlere ayrıldığı, uyuşturucu madde ticareti yapıldığı düşüncesiyle …. plaka sayılı aracın takibine başlandığı ve durdurulduğu, araç içerisinde tanıklar … isimli şahısların olduğu ve araçta yapılan aramada uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda; Yargıtay bozma ilamından sonra dinlenen tutanak tanıklarının beyanlarında uyuşturucu madde alışverişinin doğrulanmış olması, sanığın beyanlarıyla atılı suçu ikrar etmesi gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, yapılan keşifte uyuşturucu madde alışverişinin okul ve camiye olan mesafesinin 200 metrenin altında olduğunun tespit edilmesi ve alış verişin aynı araç içerisinde olmayıp bir aracın camından diğer aracın camına doğru ellerinin uzatılması suretiyle olması nedeniyle de alış verişin umuma açık alanda ve aracın dışında yapıldığının anlaşılması gerekçesiyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinin uygulanması suretiyle cezasından arttırım yapılmış; teknik takip, alınan bilgiler, tape kayıtları ve tanık beyanları ile sanığın eylemi ortaya çıktığından ve güvenlik güçlerince sanığın eylemi tespit edildiğinden hakkında etkin pişmanlık hükümleri ve geçmişteki sergilemiş olduğu olumsuz kişilik ile cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önüne alındığında gerektirici bir neden görülmediğinden hakkında takdiri indirim uygulanmamıştır.5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen ”Umumi” kelimesinin genel anlamına geldiği ve yollar, caddeler, sokaklar, meydanlar, parklar, sahiller gibi yerlerin kastedildiği, ”umuma açık yer” kavramından anlaşılması gerekenin ise “kişilerin girip çıkması bakımından bir koşulun aranmadığı, denetimin yapılarak sınırlamaya gidilmediği” lokanta, sinema, tiyatro, bar, pavyon, gazino, kahvehane, market, bakkal dükkânı gibi yerlerin olduğu; hukuk literatüründe aleniyet kavramının teknik bir tabir olduğu ve yapılan fiilin herkesin serbestçe girip çıkabileceği bir mekanda, kamuya, halka açık bir biçimde gerçekleştirilmiş olması ile birlikte başkaları tarafından bu hareketin farkına varılabildiğinin anlaşılması gerektiği, buna göre her umumi yer aleni ise de her aleni yerin umumi olmadığı; sanığın ve tanık ……,’in araç içerisinde olduğu ve her iki taraf da araç içindeyken araçların camlarından kol uzatmak suretiyle alışverişin gerçekleştiği olayımızda; sanığın ikameti önünde buluşma sağladığı ve kastının 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi kapsamında kalan bina ve tesislere belli bir mesafeden daha yakın şekilde uyuşturucu veya uyarıcı maddelere kolay ulaşımı sağlamak olmadığı, söz konusu eylemin gerçekleştiği anda uyuşturucu maddeyi satan ve alan tarafların araç içerisinde olduğu, araçların da umumi veya umuma açık yer olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayin edilmesi nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür. YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2023/10184 Karar Numarası: 2023/7870 Karar Tarihi: 19.09.2023

Sanığın suç tarihinde durumundan şüphelenip dur ihtarı yapan kolluk görevlilerinden kaçmaya başladığı, yapılan takip üzerine sanığın cebinden çıkardığı bir şeyi yere attığının görüldüğü, bu noktadan 10 metre ileride sanığın yakalandığı, alınan rapora göre sanığın attığı maddenin esrar maddesi olduğunun belirlendiği, söz konusu bu soruşturmayla ilgili dava açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ancak sanığın erteleme süresi dolmadan … ile birlikte aynı araç içerisinde bulunduğu sırada aracın durdurulduğu ve araçta usulüne uygun yapılan aramada aracın ön göğüs kısmında açık vaziyette esrar maddesi ele geçirildiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunu işlediği, her ne kadar sanık suç tarihinde çocukların kendisini gasp edeceğini düşünerek polislerden kaçtığını, başta polis olduğunu bilmediğini, söz konusu maddeyi kendisinin atmadığını savunmuş ise de; sanığın savunmalarındaki tutarsızlık, 12.06.2015 tarihli olay, üst arama, yakalama, rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağı ön inceleme raporu, uzmanlık raporu, sanığın bir yıldır uyuşturucu kullandığına dair beyanı ve tüm dosya kapsamından sanığın olay günü kullanmak amacıyla yanında bulundurduğu uyuşturucu maddeyi polislerden gizlemek amacıyla yere attığı ve bizzat bu durumun polisler tarafından görüldüğü, bu nedenle suçtan kurtulmaya dönük olduğu anlaşılan savunmaya itibar edilmediği, yine her ne kadar sanık olay günü …’nin arabasında ele geçirilen uyuşturucu maddenin kendisine ait olmadığını ve Erol’a ait olduğunu savunmuş ve tanık Erol benzer beyanda bulunmuş ise de; sanık ve tanığın kuzen olmaları, söz konusu uyuşturucu maddenin sanığın da içinde bulunduğu araçta açık vaziyette bulunması ve uyuşturucu kullanan sanığın savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olması dikkate alındığında, olay günü kuzen olan tanık ve sanığın aynı araç içerisinde uyuşturucu kullandıkları, bu nedenle aksi yöndeki savunmaya itibar edilmediği gerekçesiyle sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;

1. 12.06.2015 tarihli eyleme ilişkin sanığın aşamalarda alınan savunmalarında suçu kabul etmemiş olması karşısında, kanaat oluşturacak sayıda tutanak mümziinin tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2. Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında 12.06.2015 tarihli eyleme ilişkin verilen 18.06.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edildiğine dair belgenin dosya içerisinde ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) sisteminde denetime açık bir şekilde bulundurulması gerektiğinin ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğinin, tebliğ edilmişse kesinleşme tarihinin belirlenerek, sanığın, ihlal sayılan 28.10.2015 tarihli eyleminin, erteleme kararının kesinleşmesinden sonra işlenip işlenmediğinin tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

3. İhlal sayılan 28.10.2015 tarihli eyleme ilişkin ekspertiz raporunun dosya içerisinde ve UYAP sisteminde denetime açık bir şekilde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

4. İhlal sayılan 28.10.2015 tarihli eylemi ile ilgili olarak, 28.10.2015 günü saat 22.00 sıralarında önleme arama kararına istinaden şüphelenilerek durdurulan araçta bulunan iki şahsın kimlik tespitinin yapıldığı ve araçta yapılan aramada da aracın ön göğüs kısmında açık vaziyette beyaz sigorta poliçesi kağıdı içinde suça konu esrar olduğu düşünülen maddenin ele geçirildiği, araç şoförü olan tanık Erol’un soruşturma aşamasında ve Mahkemede alınan beyanlarında maddenin kendisine ait olduğunu, sanık …’nın ilgisinin olmadığını belirttiği olayda, sanığın tüm aşamalarda 28.10.2015 tarihli eyleme ilişkin suçlamaları kabul etmediği anlaşılmakla; kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilmeyen, olayı müteakip kamu davası açılmadan önce uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanmayan sanığın, daha önce kullandığını söylediği uyuşturucu maddelerin de ele geçmemesi nedeniyle niteliklerinin belirlenmesi mümkün olmadığından, ele geçen madde ile ilgisi bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı dolayısıyla ihlal sayılan eylemin sübut bulmadığı gözetilmeden, sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi, Nedenleri ile hukuka aykırılık görülmüştür. YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2021/1247 Karar Numarası: 2023/9044 Karar Tarihi: 24.10.2023