SUÇU BİLDİRMEME SUÇUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Bu yazıda TCK madde 278 de yer alan suçu bildirmeme suçu ele alınacaktır.

Suçu bildirmeme
Madde 278- (İptal: Anayasa Mahkemesinin 30/6/2011 tarihli ve E.:2010/52, K.:2011/113 sayılı Kararı ile.; Değişik: 2/7/2012-6352/91 md.)
(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeşyaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
(4) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler saklıdır.
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
Madde 280- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme  gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve  sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır

TCK da yer alan anlamı itibarı ile işlenen suçu ya da işlenmekle birlikte sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, hapis cezası ile cezalandırılır. Kanun maddesi tanımından da anlaşılacağı herhangi bir suçun işlendiğini bildiği halde bunu yetkili makamlara bildirmeyen kişinin suçu bildirmeme suçunda sorumluluğu doğacaktır. Bu suç sırf ihmal suçudur ; cezalandırılan eylem suçun bildirilmemesidir. İşlenen suçun ne olduğunun da bir önemi bulunmamaktadır. Sırf suçun bildirilmemesi suçun oluşması için yeterlidir.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

1- Tunceli Devlet Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olup olay tarihinde muayene ettiği 01.05.1987 doğumlu B. E.’un 14 haftalık gebe olduğunu tespit eden sanığın mağdur B. E.’a karşı cinsel saldırı suçunun işlendiğini bildiğine dair delil bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

2- Kabule göre de;

a- Devlet Hastanesinde doktor olan sanığın iddia ve kabul edilen suçu bildirmeme eyleminin TCK’nın 279. maddesinde yaptırıma bağlanan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

b- Temel cezanın tayini sırasında uygulanan kanun maddesinin TCK’nın 280/1. maddesi yerine TCK’nın 270/1. maddesi olarak gösterilmesi,

c- Daha önce hapis cezasına mahkum olmamış sanık hakkında tayin olunan 25 gün hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi gereğince aynı Kanunun 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,

Kanuna aykırı,  YARGITAY 9.CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2013/16353 Karar Numarası: 2014/6220 Karar Tarihi: 15.05.2014

Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Başvuru kararında, itiraz konusu kuralda düzenlenen suç tipinde yakın akrabalık durumunun hiçbir şekilde dikkate alınmadığı gerekçesiyle Anayasanın 38. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür. İtiraz konusu kuralda, işlenmekte olan bir suçla, işlenmiş olmakla birlikte sebebiyet
verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyenlerin cezalandırılacakları belirtilmiştir. Hukuk devletinde yasakoyucu, ceza siyasetinin gereği olarak Anayasa'nın ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, cezalandırmada güdülen amacı da gözeterek hangi eylemlerin suç sayılacağına, bunlara verilecek cezanın türü, miktarı, artırım ve indirim nedenleri ve oranları ile suçun takibine ve yargılama usulüne ilişkin koşullar öngörebilir. Anayasanın 38. maddesinde suç ve cezalara ilişkin temel ilkelere yer verilmiştir. Bunlardan biri de maddenin beşinci fıkrasında 'Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.' biçiminde ifade edilmiştir. Aynı zamanda evrensel bir ceza hukuku ilkesi olan bu anayasal hüküm karşısında yasa koyucu, kişinin kendisini ve yasada gösterilecek belli derecedeki yakınlarını suçlayıcı bir beyanda bulunmaya zorlayan bir düzenleme yapamaz. İtiraz konusu kuralda, işlenmekte olan veya işlenmiş olmakla birlikte sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkililere bildirmeyenlerin maddede öngörüldüğü biçimde cezalandırılacakları belirtilirken, gerek maddede, gerekse bu maddeye atıf yapacak biçimde başka bir yerde, bu suçun fail veya failleriyle anılan suçu bildirmeyen kişi arasındaki yakın akrabalık durumu cezasızlık açısından ayrık tutulmamıştır. Açıklanan nedenle kural Anayasa'nın 38. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.Esas Sayısı : 2010/52 Karar Sayısı : 2011/113 Karar Günü : 30.6.2011 R.G. Tarih-Sayı : 15.10.2011-28085
 Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler saklıdır.(TCK 278/4)

TCK.nın 271. maddesinde düzenlenen suç uydurma suçunun oluşabilmesi için failin işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmesi veya işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurması gerektiği, somut olayda ise, sanığın eşine mesaj göndererek kaçırıldığını ve 60.000 TL ödenmemesi halinde kaçıranların kendisini öldüreceklerini belirtmesi üzerine, eşinin Alaplı İlçe Jandarma Komutanlığı’na müracaat ederek olayı ihbar ettiği, ancak sanığın eşini tekrar aradıktan sonra Tuzla Polis Merkezi Amirliği’ne başvurarak kaçırılmadığını, ailesinden para alabilmek için eşine bu şekilde mesaj gönderdiğini beyan etmesi karşısında sanık tarafından yetkili makamlara yapılmış ibir ihbar bulunmadığı anlaşıldığından yasal unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı,  YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2017/13228 Karar Numarası: 2019/15910 Karar Tarihi: 26.12.2019