Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma
Madde 134 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması
halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar verilir. (Ek üç cümle: 25/7/2018-7145/16 md.) Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhâl imha edilir.
(2) Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçler elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir.
(3) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.
(4) Üçüncü fıkraya göre alınan yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
(5) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu
husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 135 – (1) (Değişik: 21/2/2014–6526/12 md.) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.36 (Mülga son iki cümle: 24/11/2016-6763/26 md.)
(2) (Ek: 21/2/2014–6526/12 md.) Talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını
gösterir belge veya rapor eklenir.
(3) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar
derhâl yok edilir.
(4) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını
tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. (Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.
(5) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir.
Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.
(6) (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan
hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir. (Ek cümleler: 24/11/2016-6763/26 md.) Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur.
(8) Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya doku ticareti
(madde 91), - Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
- İşkence (madde 94, 95),
- Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
- Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
- (Ek: 21/2/2014 – 6526/12 md.) Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
- Parada sahtecilik (madde 197),
- (Mülga: 21/2/2014 – 6526/12 md.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/26 md.) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç),
- (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Fuhuş (madde 227),
- İhaleye fesat karıştırma (madde 235),
- (Ek: 24/11/2016-6763/26 md.) Tefecilik (madde 241),
- Rüşvet (madde 252),
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
- (Değişik: 2/12/2014-6572/42 md.) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302) ,
- (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),
- Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,39
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
(9) Bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.
Müdafiin bürosu ve yerleşim yeri
Madde 136 – (1) Şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, 135 inci madde hükmü uygulanamaz.
Madde 137 – (1) 135 inci maddeye göre verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya görevlendireceği adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve
kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhâl yerine getirilir; yerine getirilmemesi hâlinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
(2) 135 inci maddeye göre verilen karar gereğince tutulan kayıtlar, Cumhuriyet Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin hâline getirilir. Yabancı dildeki kayıtlar, tercüman aracılığı ile Türkçe’ye çevrilir.
(3) 135 inci maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir. (Ek cümle:8/7/2021-7331/18 md.) Beraat kararı verilmesi durumunda da tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar, hâkim denetimi altında aynı usulle yok edilir.
(4) Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde soruşturma veya kovuşturma evresinin bitiminden itibaren, en geç onbeş gün içinde, Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkeme, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir.
Tesadüfen elde edilen deliller
Madde 138 – (1) Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun
işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
(2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
Müştekinin; olay tarihinde düğün salonuna giderken çantasında bulunan telefonunu saat 21.00 sıralarında kontrol ettiğinde 5.. 8.. 3. .0 numaralı hat ile birlikte çalındığını fark ettiğini, olaydan sonra aradığında telefonun kapalı olduğunu beyan ettiği; sanığın istinabe yolu ile alınan savunmasında, suç tarihinde düğün salonuna gitmediğini, Samsung marka telefon kullanmadığını beyan ettiği, ifadesi sırasında suça konu telefonla ilgisiz başka bir telefona ait HTS raporu eklendiğinden hükme esas alınan suça konu telefonun HTS raporundan sanığın haberinin olmadığı; anılan HTS raporuna göre, suç tarihinde sanığın babası Z.. K.. adına kayıtlı ve kendisi tarafından kullanıldığı tutanakla tespit edilen 5.. 4.. 5. 5. nolu hat ile müştekinin telefonunu saat 16.36, 21.05, 21.09, 21.19 ve 21.21 saatlerinde peş peşe arayıp görüşmeler yaptığı sırada müştekinin telefonunun Ergani üzerindeki baz istasyonundan sinyal aldığı; çalıntı cep telefonuna sanığın hattı takılı iken aynı gün saat 23.16 ve 23.17’de iki kez mesaj attığı ve ertesi sabah saat 07.10’da da bir kez mesaj atıp, bir kez de mesaj aldığında ise çalıntı telefonun Diyarbakır’da bulunan baz istasyonu üzerinden sinyal aldığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında; suça konu çalıntı cep telefonunun sanıkta ele geçmediği, müştekinin sanığı hırsızlık yaparken görmediği ve ceza yargılamasında mahkumiyetin kesin delillere dayanılarak verilmesi gerektiği göz önüne alınarak, delil niteliği olan ve hükme esas alınan HTS raporu içeriği hakkında sanığın bilgi sahibi olmasının sağlanması ve söz konusu belgeye karşı bir diyeceği olup olmadığının sorulması; suça konu çalıntı telefonda müştekinin hattı takılı iken sanığın babası tarafından yapılan arama sonucunda yapılan görüşmenin müşteki, sanık ya da bir 3. şahısla gerçekleştirildiğinin tespiti amacıyla, müşteki ve tanık sıfatıyla Z.. K..’ın dinlenerek, birbirlerini tanıyıp tanımadıkları, suç tarih ve saatindeki görüşmenin kiminle gerçekleştirildiğinin sorulması; sanığın suç tarihinde Ergani’de bulunup bulunmadığını tespiti amacıyla, 5.. 8.. 8. .0 nolu hattın suç tarihinden önce, suç tarihinde ve suç tarihinden sonrasında hangi baz istasyonundan sinyal aldığının araştırılması; müştekiye ait 5.. 8. 3. 6. numaralı hattın suç tarihinden sonra başka bir cep telefonu ile kullanılmaya devam edip edilmediğinin HTS raporu celp edilerek belirlenmesi ve tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilip sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2014/35761 Karar Numarası: 2015/20561 Karar Tarihi: 22.12.2015
Dosya içeriğindeki tanık …’ın ifadesinde, sanığı, suç tarihinde veya 1 gün sonra suça konu pat pat diye tabir edilen tarım aracını kullanırken gördüğü şeklindeki anlatımına karşı sanığın aşamalarda ısrarla suçlamayı kabul etmediği ve suç tarihi olan 10.06.2012 tarihinde Trabzon ilinde olduğunu ve …………. numaralı telefonu kullandığını beyan etmesi ile dosya içeriğindeki … numaralı hatta ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gönderilen HTS kayıtlarından, anılan telefonun 04.06.2012 – 07.06.2012 tarihleri arasında Giresun ilinden sinyal bilgisi verdiği, ancak 08.06.2012 – 29.06.2012 tarihleri arasında ise anılan telefon hattının bir başka telefona yönlendirilmiş olduğundan suç tarihinde herhangi bir baz sinyal bilgisinin bulunmadığı, yönlendirilen telefon numarasının ise …olduğunun anlaşılması karşısında; … numaralı telefon hattının kim tarafından kullanıldığı, sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının araştırılarak bu telefon hattı ile birlikte sanığın suç tarihinde kullandığı başkaca telefon numaralarının olup olmadığının kolluk marifetiyle araştırılarak tespit edilecek telefon numaralarının suç tarihinde ve sonrasındaki baz sinyal bilgilerini de kapsar şekilde HTS kayıtlarının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilmesi ve yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş,YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2014/30345 Karar Numarası: 2017/3341 Karar Tarihi: 22.03.2017
1-Olay tarihinde mağdur …’e ait Kavaklıdere ilçesi, … Köyünde bulunan kahvehane ve yanında bulunan bakkalın kapılarının levye ile kırılarak iş yerlerine girildiği ve içeride bulunan 600,00 TL civarında bozuk para, 10 kasa efes marka bira, yaklaşık 4.000,00 TL değerinde sigara karton ve paketleri, 10,00 TL civarında sucuk, bir kutu çakmak, kuruyemişler, el fenerleri, cipsler ve bir kutu ülker marka çikolatanın çalındığı, kahvehanenin önünde park halinde duran ve mağdur …’e ait olan motorsikletin ise düz kontak yapıp çalıştırmak amacıyla kablolarının kesildiği, fakat çalınmadığı, motorsiklet üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde sanığın parmak izinin tespit edildiği, sanığın atılı suçlamayı kabul etmeyerek hırsızlık eyleminin gerçekleştiği zaman diliminde … ili, … kasabasında olduğunu, mağdur …’e ait motorsikleti de zaman zaman işleri için kullandıklarını beyan ettiği, sanığa ait cep telefonunun sinyal bilgilerinin incelenmesinde, sanığın telefonun olay gecesi Kavaklıdere ilçesinde bulunan baz istasyonlarından ve Yatağan da bulunan baz istasyonlarından sinyal aldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; mahkemesince sanık hakkında mağdur …’e yönelik gerçekleştirdiği iddia edilen iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından hüküm kurulurken, baz sinyalleri dışında cezalandırılmayı gerektirir kesin delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek beraat kararı verildiği halde, mağdur …’e yönelik ”hırsızlık” suçundan hüküm kurulurken baz istasyonundan alınan sinyaller delil olarak gösterilmek suretiyle, başka delillerden de bahsedilmeden mahkûmiyet hükmü kurulmak suretiyle gerekçeli kararda çelişkiye düşülmesi, 2-Sanığın savunmasında, … Köyü’nde parke taşı döşeme işinde çalışırken mağdur …’e ait bakkalın yanındaki köy konağında kaldıklarını, işe geliş gidişlerde ve su almaya giderken mağdur …’e ait motorsikleti kullandığını, bu nedenle motorsiklet üzerinde parmak izinin çıkmasının doğal olduğunu beyan ettiği, sanığın savunmasının doğruluğunun ispatlanması bakımından, mağdur …’ten sanığın belirttiği şekilde motorsikletini kullanıp kullanmadığının sorulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2018/7144 Karar Numarası: 2019/9847 Karar Tarihi: 27.06.2019
CMK madde 135 ve devamındaki koruma tedbirleri kişilerinin haberleşme hürriyetine yasal yollarla müdahale demektir . Söz konusu dinleme kararı olmadan kişilerin dinlenmesi TCK madde 132 133 134 , 135 ve devamındaki suçları oluşturacaktır. Bu koruma tedbiri için savcılık ve hakimlik kararı alınması gerektiği tartışmasızdır.
135. maddenin birinci fıkrasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasının şartları ve usulü düzenlenmiş, ikinci fıkrada şüphelinin tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimin kayda alınamayacağı hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması hususunda verilecek kararın içeriğine ve uygulama süresine ilişkin düzenleme yapılmış, dördüncü fıkrasında, şüpheli veya sanığa ulaşılabilmesini sağlayabilecek olan diğer kişilerin mobil telefonunun yerinin tespiti imkanı getirilmiş, beşinci fıkrada bu madde hükümlerine göre alınan hakim veya Cumhuriyet savcısı kararının gizliliği hususunda hükme yer verilmiş, altıncı fıkrasında telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ancak fıkrada sayılan katalog suçlarla sınırlı olarak başvurulabileceği hüküm altına alınmış, yedinci fıkrada ise, maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimsenin, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemeyeceği ve kayda alamayacağı hükmü getirilmiştir. 14.02.2007 gün ve 26434 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4. maddesinin (e) bendinde; iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasının, telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile diğer her türlü iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik işlemleri, (f) bendinde iletişimin tespitinin, iletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri, (h) bendinde, sinyal bilgisinin, bir şebekede haberleşmenin iletimi veya faturalama amacıyla işlenen her türlü veriyi, (ı) bendinde ise sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinin, iletişimin içeriğine müdahale niteliğinde olmayıp yetkili makamdan alınan karar kapsamında sinyal bilgilerinin iletişim sistemleri üzerinde bıraktığı izlerin tespit edilerek, bunlardan anlamlandırılan sonuçlar çıkarmak üzere gerçekleştirilen değerlendirme işlemlerini ifade ettiği belirtilmiştir. 5271 sayılı CYY’nın 135. maddesinin birinci fıkrası uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilebilmesi koruma tedbirine başvurulabilmesi için gerekli olan ortak koşullar, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmaması ve bu tedbirlerin ancak hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılan şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilmesidir. Ayrıca, iletişim tespitinden ayrı olarak dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirleri ancak, anılan maddenin 6. fıkrasında sayılan katalog suçlarla ilgili olarak uygulanabilir. Altıncı fıkrada iletişimin tespiti kavramına yer verilmediği için bu tedbir yönünden herhangi bir suç sınırlaması yoktur, bir başka anlatımla iletişimin tespitine her suç yönünden başvurma olanağı vardır. 5271 sayılı CYY’nın 135. maddesinde açıkça şüpheli ve sanıktan bahsedildiğinden, dördüncü fıkrada belirtilen mobil telefonun yerinin tespiti dışında maddede düzenlenen tedbirlerin üçüncü kişiler yönünden uygulanması olanaklı değildir. Bu hususla ilgili olarak öğretide, ‘‘Şüpheli ve sanık kavramları CMK’nun 2. maddesinde tanımlanmış olup, sözkonusu tedbirin şüpheli ve sanık sıfatını taşımayan üçüncü kişiler hakkında uygulanması hukuka uygun değildir.’‘ (Prof. Dr. Ersan Şen, Türk Hukuku’nda Telefon Dinleme, Gizli Soruşturmacı, X Muhbir, 5. Baskı, sf. 91), ‘‘iletişimin denetlenmesi tedbirinin temelde sanık ve şüpheliye yönelik olarak uygulanacağı mevcut düzenlemeden anlaşılmaktadır’‘ (Dr. Mehmet Murat Yardımcı, Amerika Birleşik Devletleri Hukuku, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları ve Türk Hukukunda İletişimin Denetlenmesi, sf. 204) şeklinde görüşler mevcuttur. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerine ilişkin olarak Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte yer alan tanımlar birlikte değerlendirildiğinde, günün belli bir zaman diliminde baz istasyonundan görüşme yapan tüm abonelere ait açık adres ve kimlik bilgilerini kapsayacak şekilde arayan ve aranan dökümlerine ilişkin bilgilerin iletişimin tespiti işlemi olduğu anlaşılmaktadır. İletişimin tespiti tedbirinin uygulanabilmesi yönünden dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerinde olduğu gibi katalog suç sınırlaması bulunmayıp, tüm suçlar yönünden bu tedbire başvurma olanağı bulunduğundan, somut olayda olduğu gibi işlendiği iddia olunan hırsızlık suçu yönünden iletişimin tespiti kararı verilmesi olanaklı ise de; hakkında tedbir kararı verilen kişiler yönünden tedbir kararının isabetli olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. 5271 sayılı CYY’nın 135. maddesinin birinci fıkrasının açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinde olduğu gibi iletişim tespiti de ancak, şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilir. Anılan Yasanın ‘‘Tanımlar’‘ başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde şüpheli; ‘‘Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi’‘, (b) bendinde ise sanık; ‘‘Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi’‘ ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda haklarında iletişimin tespiti tedbiri talep edilen kişiler, baz istasyonundan hizmet alan üçüncü kişiler olup, 5271 sayılı CYY’nın 2. maddesi anlamında şüpheli veya sanık sıfatına sahip olmadıklarından haklarında iletişimin tespiti tedbirine başvurulması olanağı yoktur. Dolayısıyla tedbir kararı veren yerel mahkeme, bu karara karşı yapılan itirazı reddeden mercii ile mercii kararına karşı yapılan yasa yararına bozma istemini reddeden Özel Daire kararlarında isabet bulunmamaktadırYARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas Numarası: 2011/6-140 Karar Numarası: 2011/222 Karar Tarihi: 15.11.2011
İncelenen dosya kapsamına göre, ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/9 esas sayılı dosyası kapsamındayapılan iletişimin tespiti sırasında, ...'ın ... Barosu avukatlarından ... ve yardımcıları ... ve ... aracılığı ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2010/222 esas sayılı dosyada yargılamayı etkileme faaliyeti içerisinde bulundukları ve hakime rüşvet vermeye çalıştıkları iddiası ile şikayetçi olunmasına rağmen, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, şüphelilerin müvekkilleri ile mahkemeye verilmek üzere para konusunda anlaşma yaptıklarına dair görüşmelerin bulunduğu, ancak şüphelilerin mahkeme heyeti ile irtibata geçip bu yönde talepte bulundukları yönünde bir delil bulunmadığı ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin vekili aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olmasını müteakip, anılan Cumhuriyet Savcılığınca yukarıda belirtilen gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de müştekinin şikayeti ile ilgili olarak beyanının alınmadığı gibi şüphelilerin de ifadelerine başvurulmadığı, şikayete konu dava dosyasının ve iletişimin tespiti tutanaklarının incelenmediği, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/222 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak yargılamada görev alan Hakimlerin tespiti ile gerekirse tanık olarak bilgilerine başvurulması gerekirken, hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği dikkate alındığında, itirazın bu gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2016/1794 Karar Numarası: 2016/4137 Karar Tarihi: 20.06.2016